17 Temmuz 2011 Pazar

İstanbul Yakışırdı Bizim Aşkımıza

Dört bir yanımı kuşattı yazı yazma hevesi. Heveslerime daha bir bağlıyım şimdi. Mutlulukların çoğu hep, en geç kaldığım yerdeydi. Sahi, her sevince geç kaldım ben değil mi? Geç gelecek tüm mutluluklara açık kapılarım, yeter ki sevinçten çılgına çevirsinler beni!

Beynimde yaptım bile geç kalmış mutluluklarımın listesini. Her birinin yanına renkli tikler koydum. Renkli evet; açık pembe, koyu pembe, fuşya... Rengarenk mutluluklar çizdim kendime, sevinmek için doya doya. 

Öte yandan, henüz iyiyim ben. İzmir özlemim en derinde, çıkarmadım olduğu yerden. Arada bir İstanbul'u özlediğim doğru. Hep o destansı boğaz manzarası yüzünden... Sessizleşiyorum bazen, gözlerimi kapatıp İzmir-İstanbul hattında hayaller kuruyorum. Biliyorum, en gerçekçi halimle bile hayallerimden vazgeçmiyorum. Vazgeçmek isteyen kim? Varsın uzak olsun özlemlerim benden. Varsın sesi çıkmasın en aşık olduklarımın, varsın sesini duymak yetsin tenimde arzuladıklarımın! Yeter ki saklansın sevgilerim, yeter ki ben sevildiğimi bileyim!


Hep dinlediğim o şarkı sana gelsin sevgili. Çat kapı hüzünler bulur seni de belki. Ve belki o zaman, seni özlediğim gibi özlersin beni.


Biliyorum, yakıştırmazsın İstanbul'u sen aşkımıza.


Oysa biz seninle, ne çok yakışırdık İstanbul'a...




02/06/2010 23.00 



1 yorum:

Tülay KURTARAN dedi ki...

Biliyorum, yakıştırmazsın İstanbul'u sen aşkımıza.


Oysa biz seninle, ne çok yakışırdık İstanbul'a...

Koptuğum andır.

Yorum Gönder

Bu blog dir.