1 Nisan 2012 Pazar

Aşk Krampları



Şu anda, beni nasıl acıttığını yazmak için çabalıyorum, ama beceremiyorum. İnsan bi' çok acırken susarmış zaten, bi' de çaresizken... Bendeki durumsa ikisi birden. İkisini birden kaldıramaz sanırdım kalbim, güçlü çıktı o da gerçekten!

"Öldürmeyen acı büyütür." derler ya, koca kız oldum şu sıralarda. Birkaç günde büyüdü yaşım, birkaç gündür sadece kendime aşığım. Öyle ya aşktan ne hayır gördüm bu zamana dek? Delik deşik olmuş ruhumun, kanamalarını hissediyor bu yürek. 

Karnımda bi' ağrı, sanki içimde volkanlar patlamakta.

Başımda bi' sızı, sanki içim yerinden çıkmakta!

Senden nefret etmek değil mesele; çekindiğim, emeklerimin heba olması özünde. Aksi takdirde nefret en kolayı şimdi. Vazgeçmek en kolayı. Vazgeçmek dedim de... Çok güvendiğim bir dostumdan vazgeçmeyeceğimi yazmıştım bir gün, bir yerlere. Çekip gitti o, vazgeçti benden, birden bire hem de! Şimdi senden de vazgeçmediğimi yazıyorum ya hani... işte, bi' garip oldum, öyle...

Hâlâ şans veriyor sana yüreğim, ama mantığım yıllar sonra ilk kez dinlediğim. Zira ne zaman seninle yüreğimin sesiyle konuşsam, acıttın içimi yılmadan. Ne zaman kalbimi ön planda tutsam, ezdin hayallerimi acımadan. Üstelik pişman da olmadın bunca zaman. Üstelik tek doğru sendin hep, ben her zaman yalan! 

Bendeki tek gerçek senmişsin gibi davrandım, ondan bu umursamaz hallerin. En büyük hatayı burada yaptım biliyorum; sen beni gerçekten sevmedin. Benim seni sevmem güzeldi, benim senden vazgeçmemem... Benim boyun eğmelerim güzeldi, senin istediğin kadar değişmem... Benim ayağımdaki prangalar güzeldi, sendeki zindanda büyümem... Ve her isyan edişimde yeni yaralarla geri dönmem... 

Sen beni değil, bendeki sevgiyi sevdin aslında. 

Beni sevseydin eğer, yanımda olurdun ihtiyacım olduğunda.

Benim doğduğum gün, seninle olduğum her gün olmalıydı. Doğduğum günde bile sensiz olmam, hangi kader çıkmazıydı? O nasıl bir çıkmazdı ki o gün beni en umursamayan kişi sendin. En protokol, en kuralcı, en şekilci, en yapmacık, en uzak... Aramızdaki soğuk rüzgarlar sonrası hasta da oldum, bak. Yalnızlık hastasıyım bu aralar, hiçbir kalabalık derman da olamıyor derdime. Hani iyileşmeyi önce hasta isteyecek derlerdi de inanmazdım. İyileşmek isteyen kim, sonsuza kadar yalnızlığıma sahip çıkacak kadar hastayım.

Ve sen... Beni kırdığını hiç önemsemeden... Bana acı çektirmekten duyduğun zevkten... Zafer kazanmak için hazırola geçmişken... Tüm kalelerim sana yenilmemek için direniyor. Kimi zaman kapanıp odama, ağlıyorum da hıçkıra hıçkıra. Kimi zaman yetmiyor, içten beddualar ediyorum sana. Kimi zaman haykırmak istediklerimi unutmaktan korkuyorum, karşılaşırsak olur da... Kimi zaman geliyor, ellerim titriyor. Tansiyonum düşüyor, gardım yara alıyor. Yılmıyorum ama... Gururuma sözüm var sonuçta.

Yıllarca ayaklarının altında... Hemen hemen her koşulda... Emek ziyan eden olmaktan yoruldu gururum. Onu ne için bu kadar hırpaladım bilmiyorum.

Mutlu olurum/z sandım, yanıldım.

Kaçıncı yanlışım bilmiyorum ama, tüm doğrularımı katlettim sonunda. Katil oldum sevgili; ruhumu öldürdüm bak, seni sevmek yolunda...

Boşu boşuna...



2 yorum:

Nini Nileud dedi ki...

aşk uğruna yaptığımız en büyük hata kendimizden vazgeçmek. şu hayatta hiç bir insan, hiç bir sevgi aslından bizden mühim değil. ancak aşık olunca beslenen o kuvvetli duygu ne demek en iyi ben bilirim. kendini unutmak, gün be gün sevdiğin kişinin sana bir bakışı için ölmek ne demek bilirim

Sheydosh dedi ki...

Aşık insana ne desen boş aslında. Aynı kişiye takılı kalmış insana da keza... Ancak kelime çürütüyoruz işte böyle. Tek iyi yanı, bu tarz çürükler büyütüyor insanı.

En az acıyla büyürüz dilerim.

Sevgiler.

Yorum Gönder

Bu blog dir.