31 Temmuz 2011 Pazar

Kızlar Arasında

Kızın sevdiği adam, müsveddelik bi' adamdı. Şairane birinden kopya çekilmiş bi' ruhu vardı. "Sen," dedim usulca, "Çakmasına mı kaldın bu heriflerin kızım?" Ve ekledim; "Sen gibisine, en gerçeğinden ruhu ince bi' adam lazım!"

30 Temmuz 2011 Cumartesi

15'lik Küçük Kadına

Suskun ve çiçeği burnunda gelin, İzmir kokusunu çeker içine, doyamaz evinin tüm pencerelerini açar sonuna dek. Deniz evinde dalgalanır, o denize dalga olur. Yüreği sıkışır, yine de gülümser ister istemez. İzmir böyledir işte, ağlamak isteyeni bile gülümsetir; zorla ve belki sessizce.

Hiçbir Şey?

Yorgunluk çöktü üstüme. Hiçbir şey yapmıyorken de yoruluyormuş insan meğer. O kadar çok hiçbir şey yapmıyorum ki, halim kalmadı artık. 

"Twitter'a Yazacaktım Fakat Karakter Yetmedi" Yazısı



Çekip gitmeyi akıl edemedim senden. Oysa çok olmuştu sen gideli benden. Neyime güvendim de sevdim bunca bilmem ama, sensiz hazzetmiyor bu can bedenden!



18 Temmuz 2011 Pazartesi

Halet-i Ruhiye

Kimsenin, ruh halimi kontrol etmesine gerek yok. Gözyaşlarımın içine sakladım gülümsemelerimi. Selamı var her birinin, merak edenlere tek tek.

Yokluğundan Alâ Ceza Var Mı Bana?

Bilemez oldum artık, kime dileyeyim seni kendimden başka? Hangi duaya layıksın; dost başına ya da düşman başına? 

Her Ağladığın Omzu Dost Mu Sandın?

Oysa ben sadece gerçekten acıdığımda dayandım dost dediğimin kapısına, en sert halimle. Sertliğim dosta olmadı aslında, çaresizliğimi kapatmanın bir başka yoluydu o hallerim. O anda -ki anlıktır benim hüzünlerim- canını benimle birlikte acıtmış herkesten özür dilemeyi de bildim. En önemlisi de kestirip atmadım hiçbir dostluğu saniyesinde. Birkaç salise içinde tükettiğim aşklarım oldu evet, fakat ışık hızında tükenmiş hiçbir dostlukta payım olmadı şimdiye dek.

Yeni Bir Gün

Gülümsüyorsam şimdi ve bir çeşit umutsa içimdeki, masum şeylerin yakamı bırakmayışından aslında. Umut dolmak kadar güzel başka bir şey varsa eğer, o da âşık olmak galiba. 

İçerledim Çok Fena!

Asla öğrenemedim damat halayını. Ve hiç oynayamadım kız tavlasını. Bi' damat halayı, bi' kız tavlası...

Eh, boşa değil bu saçların sarısı. :)



24/05/2011  17.00

Farkındalık

Gerçek şanslarım var benim, kimi zaman hüzünlerim yüzünden ihmal ettiğim.


Beceriksiz Aşıklar

Hep çocuk kalsaydım keşke. Yahut çocuklar gibi bakabilseydim hayata, büyüsem bile.

Ve biz koca koca insanlar beceremiyoruz aşka bakmayı, yüreklerimizin gözüyle.

11/05/2011 09.00

Kategorize Aşk

Eğer gerçek aşklar kavgayla başlarsa, tatlı başlayan lakin kavga kıyamet süren aşklar hangi kategoriye girer acaba?

09/05/2011 23.00

O Piti Piti

Keşke biraz fazla yaratıcı olabilseydim. Olan biteni yazmak kolay da hayal dünyasını gerçeğe yansıtmak sadece çocukların işi galiba.

Biraz yaratıcı olabilseydim keşke evet, yahut hep çocuk kalabilseydim.

12/04/2011 23.00

Öyle Bir Eser Arada Ki

Adını koyamadığım bi' sessizlikte boğulurken ben, takatim kalmadı dudaklarımı kıpırdatıp da sana "Dur!" demeye. Dilersen git, hem de şimdi... Fakat ne hakkın vardı kendini bu kadar sevdirmeye? 



31/03/2011 09.00

Sen De Mi Brütüs?

Sıfır güven ve biraz da hayal kırıklığı...

Büyümek için bunlar şart mıydı?

08/03/2011 15.00

Hiçbir Ayrılık Bize Yakışmaz

Yazmam gereken yerlere büyük boşluklar koyuyorum. Söyleyemediklerime dönüp bakıyorum, herbirini yazmışım. Meğer, sustuğunda daha büyük cümleler kurarmış kişi. Öyle büyük olurmuş ki cümleleri, söylemeye dili varmazmış.

Ruhum Sarışın

Tam da şuradaydı aklım. Evet, tam buraya bırakmıştım ama geri dönüp baktığımda bulamadım. Yoksa aslında bende hiç akıl yoktu da ben onu hep emanette mi sandım? 


03/03/2011 11.00

Özlemlerim Dahi Yarım

Özlediğim şeyler var benim. 

Uyur Gezermiş Benim Uykularım

Tasını tarağını toplayıp gözlerimden giden uykuya tek kelime etmem bundan sonra. Ben onu beklemekten sıkıldım, o beni bekletmekten asla! Günlerce iç güveysinden hallice bir halet-i ruhiye içinde bıraksa da beni uyku mahmurluğum, olsun. Akıllıya gerek uyku, ben gibi deli varsın uykusuz dursun.

Dejavu

Bu kokuyu tanıyorum ben. Kırmızı gri karışımı bir koku ve hiç sevmiyorum bende yarattığı o tuhaf duyguyu. 

Aslında Haklısın Sevgilim

Karanlıktan tırsıyorum. Güneş'i sevmiyorum.

Sabrın Sınırda Olduğu Yer

Sınırsızca atıp tutmak kolay elbet. Fütursuzca savurup kelimeleri, darağacında duygu infazı yapmak da kolay tabii. Söylesin herkes rastgele, ağzına gelen her şeyi. Yargılamak keyif verir olmuş, anlamaya çalışmaksa sıkıcı. Doğruyu herkes bilir de, bilmemezlikten gelir. Oysa doğru denen şey çok da derinlerde değildir. Görmeyi "istemek" gerekir. 

Eksiğimsin

Aslında her birimiz, bir diğerimiz kadar eksik değil miyiz?  

15/01/2011 12.00

Kürkçü Dükkânı

Bırak mucizeler yaratayım sana. 

Akla Giren Şemsiye, Pembeyse Unutulmaz!

Fark ettim de yeniden o tuhaf duygusallığım geri geldi. O kadar da demiştim, düş yakamdan diye. Ne zaman ondan kurtulur gibi olsam bir şeyler keskin bir viraj alıyor hayatımda. Oraya buraya savruluyor kahkahalarım. Bulutlar kuruyor bembeyaz olana kadar. Oysa ben yağmur altında ıslanmaya bayılırım! Tabii başımın üzerinde pembe bir şemsiye varsa...

Bir Ömre Kaç Benlik Sığar?

Şimdi, dönüp kendime bir bakma vakti. Kendimde sakladığım her şeyi bir seferde görebilir miyim ki? 

Yeterince Büyük Müyüm?

Durup dururken tuz buz edilen kalbin kadar insansın aslında. 

Tepemdeki Tas

Sinirimin yüksek kat sayıları arasında matematiksel hesaplamalar yapıyorum. Tüm sonuçlar sıfır çıkıyor. Ne için emek harcıyorsun ki sen, sonuçta koca bir hüsran göreceksen? Hüsranın matematiksel halidir sıfır zaten. 

Canımı sıkmaya yeltenen herkes uzak dursun benden.

25/12/2010 22.00

Yaşamak Bahane İster

Hadi, biri bi' sebep söylesin bana, şu zehir şişesini bir kerede dikmemem için kafama!


23/12/2010 23.00





Soğuk Ve Fazla Karanlık

Tüm tadım kaçtı. 

Belki de her şeyi olduğu gibi bırakmak lazımdı. Büyü bozuldu, araba bal kabağına döndü. Saat gece yarısını çoktan geçti ve tüm günah keçileri başıma üşüştü. Şimdi, ışıkları kapatıp kendimle başbaşa kalma vakti. Futursuzca ve hatta "gerçekten" umursamayarak!



16/12/2010 10.00

İtiraflar Tuhaftır

Nankörüm.

Üzerimdeki şalla, çok sevdiğimi iddia ettiğim soğuktan korunduğum için.



14/12/2010 22.00

Kalmak Daha Zor Belki

Baş ağrısı ve biraz da halsizlik... Ama değdi. 

Hayatı Terk Etmek Üzerine

Her gece yatmadan önce ettiğim bir dua var, sevdiklerimin acılarını yaşamamak için... Çünkü en çok gidenler acıtır, bir daha dönme umutları olmadığından. En çok korkulan şeydir bu, en çok kaçılan... 

Saçmalamak Sanattır

Bir günde 723938923 kere blog yazan biri oldum çıktım. Yazmaya mı susadım, yoksa hayatım film şeridinden de mi hızlı değişim gösteriyor bilmiyorum. Tek bildiğim monotonluğumu sevmediğim. Milyon kere blog yazıyorsam eğer, demek ki monoton değilim! 

Anlamlandıramadıklarım

Hem sıkılıp hem de heyecanlanıyor olmak genel bir hastalık mıdır, yoksa yalnızca nev-i şahsıma münhasır bir tuhaflık mıdır?

02/12/2010 00.00 

Son Defaymış Gibi

Şşş... Sessizlik...

17 Temmuz 2011 Pazar

Ortaya Karışık, Bol Sancılı

Bu aralar tangoya merak saldı bu pembe hatun. Hani dans etmekten çok onu izlemek,"Ben de ben de!" demekten çok o etkileyici tango müziğini dinlemek pek bi' cazip gelir oldu. Öyle ki, arka fonumda hep bi' tango müziği... (Evet, benim bi' arka fonum var.)

Çölde Arayış

Bi' devesi vardı bahtsız bedevinin. Çölde kutup ayıları falan...

Kalbimin Hatrına

Benim aklım ve aynı zamanda fikrim neresi olduğunu bilmediğim bi' yerde fink atadursun, sinirlerim bende bulabildikleri en yüksek tepeye kadar çıktılar. İndirmek ne mümkün onları, yazık ki bir kere zıpladılar! 

Küsebiliyorum, Öyleyse Varım!

Şimdi şurada "Küstüm." şarkısını çalmak vardı ya... Neyse ki o kadar kaybetmedim kendimi. Bir küslüğüm var tabii. Nasıl olmasın ki?

Hava da soğuk, üşümekle meşgulüm. 

Ne ile meşgul olduğum da önemsiz gerçi; rahatsız edilmek istemiyorum.



22/10/2010 00.00 

Şarkılarda Buluşuruz

Ben sussam da hep şarkılar konuşsa yerime. Yorulmasam kelimeleri sıralayacağım diye. Sana gelse tüm şarkılar, ben yine sussam. Üşüdüğümde bir tek seninle ısınsam...


21/10/2010 23.00 

Geç Değil Mi Be Peri?

Çağrıma kulak verecek şeyin, ilhamın kaprisli perisi olacağı gelmezdi aklıma. Hani o tepeden tırnağa kendini beğenmiş haliyle bana da uğradı ya, ölsem de gam yemem artık. 

Yazasım Var Da İlham Perim Yok

Hâlâ...

İlham perisi beklenmekte.

Nerede bulabilirim seni, hangi kıyıda köşede? Bana da bir şeyler bulamaz mısın, saklandığın o delikte?



16/10/2010 13.00 

Periler Kıskanır Beni

Ben de ilham istiyorum! 

Bana neden uğramıyorsun "pembe, sevimli, sarı saçlı" 
ilham perisi? Beni bu kadar kıskanmana gerek yok ki. 



14/10/2010 01.00 

Artık Çok Fazla Off'luyorsun

Bu aralar deli gibi yazıyorum. Önüme gelen her yeri karalamak, kelimelere boğmak istiyorum. Öyle ki, bu benim deşarj olma yöntemim; yeni keşfettim. Çok fazla yazdığımda anlayın ki, iyi değilim.

Hadsiz!

Saatlerdir, önüme gelen herkesin bloglarından rastgele birini açıp okuyorum. Kişileri de rastgele seçiyorum. Eskiye dair ne varsa anımsamak, varsa bilmediklerim öğrenmek istiyorum. Yalnız, bir tek kendi eskilerime bakamıyorum. Benim eskim acıtıyor yenilerimi. 

Eski İyidir

En son çılgınlık tutkuma yenik düştüğümde, bunun bana iyi geleceğini sanmıştım. Önümde serilen o güzel şehir, hayatımı değişirecekti belki de. Kim bilir, yeniden bambaşka kokabilirdim. Kokumun rengi umrumda olmazdı; sadece yenilenmeliydim.

Yeşilçam Tadında Hayatlarımız

Hani klasik Türk filmlerinde olur, "Yine mi?!" der der izleriz. Saf ve masum taşralı kız evini terk eder ve İstanbul'a gelir. Sonuç bellidir; kötü yola düşecektir. Lakin bazı akranları bu durumu biraz da olsa "lehine" bir hâle getirmeyi başarmışlardır. Her günahında biraz daha üne kavuşan genç kızlar, bir süre sonra yıldızlaşırlar.

Aşk Acıtır

Bu aralar bi' melankoliğim bi' melankoliğim ki anlatamam. Cıstak cıstak şarkılar dinleyip dans eden halimden eser yok. Böylesi ilk kez geliyor başıma. Sakin olsun da benim olsun mantığını benimsediğim görülmüş şey değil oysa. 

Masallardan Arda Kaldım

Kime ne kadar dokunsam bilemedim. Dokunamıyorum, adeta çarpıyorum çünkü bu aralar. Gerçek ne kadar içindedir hayatın? 

-Hiç.

Alın-tı!

Alıntıları sevmiyordum ben, aslında hâlâ sevdiğimi söyleyemem. 

"Umut fakiri bu coğrafyada gözlerin gerekliydi. Gözlerin bir parça su gibiydi, bir dilim ekmek... Gözlerin çok zaruriydi. Yüzünü çevirmeseydin eğer, bir sürü ceset dirilecekti."

Yine de ruhuma iyi gelebilecek bir şey yazmaya mecalim yok şimdi. 



24/08/2010 11.00 

Evde Kalma Korkusu

Kim demiş bekarlık sultanlıktır diye? Kim dediyse tacıyla külahımı yer değiştireceğim de!



Tıp!

Sıkıldım bu hayattan. 

Zira, suskunluğum hep bundan.



07/07/2010 06.00 

İç Şarkımdan Tempolar

Yılbaşına kadar yazmama kararı almıştım aslında. Biliyorum, daha aylar var yılbaşına. Ama zaten duramıyorum ki yerimde! Yazmayınca dilsiz hissediyorum kendimi, bu bi' tek bende mi oluyor ne?

Düzensizmiş Meğer Şu Düzen Denilen

Hayat öyle acımasız ki, oyunu kurallarına göre oynamak gerek. Kuralların dışına çıkmak -haklı bile olunsa- bir nevi ceza bahanesi sonuçta. Bahanelerin ardına sığınmadan, devam etmek gerek olması gerekenlere. Rolse rol, oyunsa oyun.

Ben Özlemedim Ki Seni Saçım Özledi

Her daim değişen şeklime şemalime, sonunda mantıklı bir açıklama getirebildiğimi farkettim. Evet, depresyondayım! 

Özledim

Hayatımın satır aralarına dokunsa da yalnızlıklar, olduğum yerden çok uzakta olsan da şimdi, bazen iç geçirsem de hayaline elimde olmadan, özleyebilmek de güzel seni sevgili. 

İstanbul Yakışırdı Bizim Aşkımıza

Dört bir yanımı kuşattı yazı yazma hevesi. Heveslerime daha bir bağlıyım şimdi. Mutlulukların çoğu hep, en geç kaldığım yerdeydi. Sahi, her sevince geç kaldım ben değil mi? Geç gelecek tüm mutluluklara açık kapılarım, yeter ki sevinçten çılgına çevirsinler beni!

Alıngan Bir Bunağım Ben

30'lara yaklaşıyor olmanın yaşattığı bir tür yaş sendromu olabilir her şeyin sebebi. Orta yaş fikri çok da hoşuma gitmiyor aslında. Önceleri çok net fikirlere sahip değildim 30'lu yaşlar konusunda. 25 kapıya dayanınca anladım; yaşlanıyorum baya baya!

Doyamadığım Adama

Sonuda bitti!
Özlediğim her şey benimle şimdi. 

İç Sesime İtiraflar

"Yorucu evet! Çok yoruldun Sheydosh itiraf et!"

İtirafların ardı arkası kesilmiyor bu günlerde. Kendi kendime bile itiraf edemediğim onca şey varken hem de. Bir şeyi çok isteyip de, istediğimi söyleyemediğim çok nadirdir özünde. O nadir günlerden birini mi yaşıyorum ne!

Yalan!

Sebepsiz ruh hallerim var benim. Bilen bilir, olmadık zamanlarda olmadık şeyler hissederim. Öyle bir ruh hali kalıntısı işte şimdi de dinlediğim. Öyle ki, çok mutlu bir zamanımda keşfetmiştim. Herkes dinlesin istedim. Herkes biraz karışsın, bir miktar bana benzesin, ben gibiler artsın istedim belki de. 

Kalbimin Sahibine

Çok soğuk bu şehir. Soğuk, ama üşümüyorum. Pembe gül bahçelerinin içinden geçer gibi, seni yaşıyorum. En toz pembe halimsin çünkü, en çok bu halimi seviyorum.

Güller

Sensiz ne anlamı var ki ardında sessizce bırakıp gittiğin güllerin? Sensin benim tek istediğim. Yokluğun en yorucu sürprizim zaten, kaç yazar deste deste gül koksa evim...


04/11/2010 11.00

Şimdi Uzaklardasın

Yok artık, benim yaptığım düpedüz şımarıklık!

Bazı Günler Güzeldir

Ne güzel bir gün bugün! 

Tarifsiz bir zamanda

Yüzündeki gülümseme kadar nefes alma tutkum. Aşkımız uğur getirsin sana, en alımlı mutluluğum!






Not: Hayatımın tek aşkına... Tek ve sonsuz aşkına...

Gelevera Deresi

Öyle bir şey söyle ki bana içinde terk edilmişlik olmasın. Gitmek olmasın ve sınırsız beklemek... 

Şa La La!

Çocuk ben! Belli ki vazgeçemeyeceğim çocuk kalmak fikrimden. Yaşım kaç olursa olsun kimse almasın çocukluğumu benden.


03/30/2010 18.00

Aşk Mı, O Da Ne?

Aşk için acı çektim.
Aşk için sabrı tükettim.
Aşk için çok yol katettim.
Aşk için ruhumu katlettim.
Aşk için gözyaşı döktüm.
Aşk için ruhumu söktüm!
Aşk için kendimi buldum.
Aşk için kayboldum.

İçmeden Sarhoş

"Kafan mı güzel senin?"

Kelimelerim



YAZAMIYORUM!

Bilinmeyen bir zaman

Ruhum bu aralar hiç olmadığı kadar yeni bi' modda. Yok şimdilik o duygusal kız buralarda!

Sıradan

Sıradan bir gün ve ben aynıyım yine.

Yeni Bir Yıl

Yeni bir yıl ve yeni umutlar eşliğinde vals yapan hayallerim...
Bu blog dir.