Küçük bir çocuğun hayalleri kadardı aslında yaşam. O hayalleri her söndürdüğümüzde bir lokma nefes de yitti bizimle. Oksijen takviyeleri yeter miydi mutlu olmaya? Yahut kaç nefes geri verirdi, aynı hayalleri aynı çocuğa?
Ki yitip gider hâlâ, her saniye bir umut daha. Hayallerin artıkları çöplüklerde saklansa, sokak çocuğu olup dolaşmaya razı kaç kişi çıkardı acaba?
O çöplüklerde kuru ekmek aranmazdı o zaman. Kurumuş umutlar kapışılırdı, gönül tokluğuna.
Canı sıkılıp blog yazarlığı modasına uymaya çalışanlardan değilim. Hatta uzunca zaman blog yazarlığı yapmaktan kaçtım. Bakmayın her yere kelimelerimi savurduğuma, ben yazılarımı oldum olası çok kıskanırım. Pembe Bigudi'nin oluşmasındaki asıl amaç, yazılarımla hayat bulabilmek. "Neden Pembe Bigudi?" diye soranlara da hak veriyorum. Duygusal Kızın İçli Blogu tadında birçok gamlı yaslı isim seçilebilirdi illa ki. Edebi içerikli, yazım kurallarına dikkat edilerek yazılmış yazılarla bezeli bir blog'dan öyle isimler beklenirdi değil mi? Bigudi kısmı bana kalsın, Pembe'den bahsedeyim ben. Yazmak ve pembe... İkisi de aynı huzuru getiriyor bana, ben istemeden. Düşündüm ki benim doyum almam için yaptığım işten, hem kalemim olmalı, hem de pembelerim... Burada pembe hayaller kurabilir, hayata farklı bir pencereden bakabilir, âşık olabilir, nefret edebilir, nefes alabilir, ölebilir, yeniden doğabilir ve hatta kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Bu blog'daki yazılar, yüreklere dokunma odaklı yazılmıştır. Ayrıca, hiçbir yazı izinsiz yahut kaynak belirtmeksizin kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Bu şartlar altında, iyi okumalar herkese. Pembe hayallerim eşliğinde, renkli hayaller edinmeniz dileğiyle!
0 yorum:
Yorum Gönder