9 Ağustos 2011 Salı

Uzaklığın Anatomisi


Ben, her sabah seni çekerim içime. Ciğerlerime dolarsın önce, sonra tüm bedenime... 


Hafif bi' karıncalanır ruhum. Bu tıpkı, açık havada oksijen çarpması gibi bi' durum. 



Yadırgamam yokluğunu hayallerini kurarken. Ne zaman doğan güne karşı yeni bir hayata daha başladım, o zaman buğulanır gözlerim hafiften.


Ben ne zaman üzülsem uzaklığına, ardından şükrederim varlığına. 


Kimi zaman sıkıntısızca ve alışmış bir halde katlanırım bu duruma. Bunca yılın idmanı var ne de olsa, birazcık daha dayanıveririz ayrılığa.


Biliriz ki biz, sabrettiğimiz kadar mutlu olacağız. Bu yüzden takarız canımızı dişimize, bu yüzden kafa tutarız ayrı düşmelere! 


Ve sırf bu yüzden eskimedi bizim aşkımız, yıllar sonra bile.


Biliyorum ki uzaklıklar, gerçek aşıklar için bir tür sınav sayılırlar. Kimi zaman zor olsa da sorular, aşkın doğruları yanında kale alınmaz yanlışlar.




0 yorum:

Yorum Gönder

Bu blog dir.